MONA LİSA' NIN GÖLGESİ
Yetişkinler için olan kitaplar
“İnsan var oldukça gölgesi de olacaktır, olmalıdır da. Çünkü ışık varsa gölge vardır. Burada
bize düşen karanlıkla bütünleşmektir. Onu yok saymak faydasız aksine tehlikelidir. Onun
dilini anlayıp uzlaşmaktır çözüm. Fakat gölgeyle yüzleşmek cesaret ister, en aşağılık ve vahşi
tarafınızla bir masada karşılıklı oturmak ve onun gözlerine bakmak... O masadan el sıkışarak
kalkmak “büyük bir manevi güç” ister.” der Carl Gustav Jung, kendimizle masaya oturmanın
öneminin altını çizerken ve vurgular:
“Görmezden geldiğimiz, önemsemediğimiz ve bastırdığımız yalnızca kişiliklerimizin "gölge"
tarafı değildir. Olumlu yanlarımıza da aynı şeyi yapabiliriz.”
İçimizdeki aydınlık ve gölgenin sarmalı Mona Lisa’nın sırrına erilemeyen tebessümü gibi
yayılır hayatımıza, bulutlanan ve akıp giden duyguları da sürükleyerek.
Derler ki Leonardo Da Vinci, Mona Lisa’yı resmederken “Sfumato” tekniğini kullanmıştır.
İtalyanca’da “Sfumato” “dumanlı” ve “duman gibi havaya karışıp yok olan” manasına
gelmektedir. Mona Lisa’nın esrarı çehresine ustaca nakşedilen ve diğer renklerle bütünleşen
gölgelere bağlıdır. Tebessümüne yerleşen ağırbaşlılık mı, ince bir keder mi, umut dolu yahut
kurnaz bir beklenti mi, anlayış ve şefkati katmerleyen sevgi mi, saflık mı yoksa ayartan,
maskeli bir sükûnet mi her seferinde dumanlanan bu tebessüm bizim ona nasıl baktığımıza ve
onu nasıl yorduğumuza göre değişir, tıpkı kendi içimizdeki gölgeleri ağırlayışımız gibi.
Bazen çat kapı gelen düşüncesiz bir misafir, bazen bir kucak dolusu armağan getiren nazik bir
davetli, bazen de baş belası, iflah olmaz bir konuk gibidir gölgelerimiz… Bazen karşısında
savaş meydanındaymış gibi kılıç kuşandığımız, bazen önünde el pençe divan durduğumuz
bazen de zorlanmadan tanıklık ettiğimiz ve bize hasret kaldığımız aydınlığımızı vadeden
gölgeler, hangi cepheden yaklaşırsak yaklaşalım bir parçamız olan…
Mona Lisa’nın Gölgesi, okyanusun ışık almayan yanları gibi tekinsiz ve korkutucu gelse
derinliğimizi yansıtan katmanlarımıza uzanıyor. Dualar adanan, görkemli, akıl dolu, parlak,
kudretli ve erdemli yanlarımızla gözlerden uzak bir yere hapsetmek istediğimiz sefil, aciz,
bulanık, vahşi, sersem, ayarsız, huysuz ve kıskanç yanlarımızı özgün karakterler kuşanırken
onların başından geçen absürt ve komik olaylar, aydınlık ve gölgeli sağanak çizgilerle
resmedilerek sunuluyor. Yabancılaştığımız çehremizi ve suretlerimizi yansıtan bir ayna
tutuluyor.
Kendini Kabul/Bütünlük
*Akvaryum Kız
*Palas Pandıras Zemheri Zürafası Mürüvveti Yakası
*Dünyacalı Safiye Hanımlar Sultan
*Zümrüd-ü Şemşaamber
*Cumburlop Hanım ve Şerbetçi Şer Şer Bey
*Fethiye’nin Testileri
*Islık Attım Nene
*Kehribar’ın Kazanı
*Şaheste’nin İncileri
*Şekerce Ana
*Ben, Kendim ve Ben Ekselansları
Belirsiz/Zayıf Kişisel Sınırlar
*Pınarın Başında Selbiye
*Kalbur Kadın
*Aylak’ın Günlüğü
*Camdan Cama Damdan Dama
*Gallangop Rıza
* Kalbur Kadın
*Terelellinin Tülekleri
* Bahtınur’un Hayalet Etekliği
*Bana Yanık Efendi
*Dıgıdık Efendi ve Şıkıdık Hanım
*Bakış Adam Nakış Kadın
*Hamur musun Mübarek?
Değersizlik
*Silengecin Ahı
*Calpalamalarca
*Hotlayan Notalar
*Pınarın Başında Selbiye
*Taş Kızdırıp Koydum
* Turşucu Ananın Çeyizlik Bidonları
*Gülüşüne Toplu İğne Tutturanlar
*Halıcı Nispet ve Nispetiye Hanım
Yetersizlik
*Ah Bir Çeşme Başı Bulsam
*Ayna Yüzüm Beğenmez
*Selamsız Sabahsız
*Kıran mı Girdi Sacide
*Kırıp Dökmelerce
* Lütfiye’nin Nane Bağları
*Horozcu Racii
Utanç
*Nadireden Badireye
*Mefaretin Marifeti
*Sami’nin Çorabı
Korku
*Yeknesak Efendi
*Kenafir Gözlere Tü Tü Tü
*Amma Velakin Efendi’nin Kahkülleri
*Madam Hayırlara Çıksın İnşallah
*Ziyaret Halanın Etekleri
Kibir
*Böbürgeç
*Fıtratımda Var Şekerim
*Gülüşümün Sonu Yok
*Cumbullunun Gülüşleri
*Sayemde’nin Bağları
*Buzdağı mısın Mübarek?
……Öyleyse Varım
*Övünüyorum Öyleyse Varım
*Dövünüyorum Öyleyse Varım
*Yeriniyorum Öyleyse Varım
*Seviniyorum Öyleyse Varım